I have been thinking about the following video since I watched it last week (p.s. it made me cry):
I feel so lucky that when I was a kid,
I didn’t stop believing I could be a scientist, big thinker, engineer, or CEO.
I didn’t think that boys are smarter than me.
I was given science-related toys.
I don’t think that my parents questioned “Is my son gifted?” while not questioning “Is my daughter gifted?”.
But, still, even today “I need to see brilliant women being brilliant, and see how they got to where they are. To imagine myself doing what they do.”
I hate
Being the only female in the room when I attend the talks in academic conferences.
Being one of 2-3 female faculty members when we have department meeting of about 30 faculty members.
The idea that my contribution to our research can be questioned when I work with male co-authors.
Needing to convince my colleagues that we need to care about diversity.
Questioning that “Am I given this role/task/title because I am female or is it because I am capable of this role/task/title?”.
Being a part of a school where all department heads are male.
And the list goes on…
“WE NEED TO CLOSE THE DREAM GAP! IT’S UP TO ALL OF US.”
I am trying my best to close the dream gap for you and for myself. Please let me know if I can do more for you.
Sidika
Türkçe çeviri:
"Hayal Farkı" hakkında konuşalım.
"Kız cocuklarının ve onların tam potansiyelleri arasında oluşan fark."
Geçen hafta izlediğim şu videoyu düşünmekten kendimi alamıyorum (not: beni ağlattı):
Çok şanslı oldugumu düşünüyorum çünkü çocukken
Bilim insanı, büyük düşünür, mühendis veya CEO olabileceğime inancımı kaybetmedim.
Erkeklerin benden daha akıllı olduğunu düşünmedim.
Bana bilimle ilgili oyuncaklar verildi.
Annemle babamın "Oğlum yetenekli mi?" diye sorgularken "Kızım yetenekli mi?" diye sorgulamadıklarını düşünmüyorum.
Ama yine de, bugün bile “Parlak kadınların parlaklığını görmeye ve onların oldukları yere nasıl ulaştıklarını görmeye ihtiyacım var. Kendimi onların yaptıklarını yaparken hayal edebilmek icin.”
Sunlardan nefret ediyorum:
Akademik konferanslardaki konuşmalara katıldığımda odadaki tek kadın olmaktan.
Yaklaşık 30 öğretim üyesi olan bölüm toplantılarında 2-3 kadın öğretim üyesinden biri olmaktan.
Erkek ortak yazarlarla çalıştığımda araştırmamıza katkımın sorgulanabileceği fikrinden.
Meslektaşlarımı “diversity” konusunu önemsememiz gerektiğine ikna etmek zorunda kalmaktan.
“Bu rolü/görevi/unvanı bana kadın olduğum için mi verdiler yoksa bu rolü/görevi/unvanı yapabilecek kapasitede olduğum için mi?” diye sorgulamaktan.
Tüm bölüm başkanlarının erkek olduğu bir okulun parçası olmaktan.
Ve liste böyle devam ediyor…
“HAYAL FARKINI KAPATMALIYIZ! BU, HEPİMİZİN SORUMLULUĞU.”
Sizin ve kendim için hayal farkını kapatmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Sizin için daha fazlasını yapabilir miyim lütfen benimle paylaşın.
Sidika
*Bu e-posta ChatGPT tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.
Şu sözü kendime ilke edindim hep ''SENİN GÖRME BİÇİMİN BENİM KİMLİĞİM DEĞİLDİR''.Aynı şekilde gerek kadınların gerek erkeklerin kendi kafalarında oluşturdukları o Ziynet değilim ben.Ben kendi ruhunda ,kendi bedeninde ,kendi aklında ,kendi kararlarında var olan Ziynetim.
Türkçe kısmı bir garip gelmişti. Çeviri kurbanıymış. :(
Canım Sıdıka ne güzel bir konuya değindin. Daha uzun yazsan da doya doya okurduk. Maalesef bu öyle bir gerçeklik ki kendi aile yaşantında olmasa bile toplumsal boyutta karşına çıkıyor illaki